Görünen köy kılavuz istemez atasözünden yola çıkarak… Görüyorum, hissediyorum, tahmin ediyorum daha da ötesi emareleri var. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarda 3 dönem başbakanlık,3 dönemde Cumhurbaşkanlığı yapmasına rağmen halen beş yıl daha kalabilmek için belki de ömür boyu o koltukta oturabilmek için, büyük plan yapıyor. Cumhur İttifakı ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi de buna ikna etmiştir desem yalan olmaz… Ama zaten birlikte ayar veriyorlar desem yeridir; Devlet Bahçeli’de, Erdoğan’ın bir beş yıl daha Cumhurbaşkanı olmasını istediklerini açıkladı zaten. Plan böyle işliyor… Erdoğan 10 Kasım konuşmasında; ‘Rabbim ömür milletimiz onay verdikçe hizmet etmeye devam edeceğiz’ dedi. Allah’ın biçtiği ömür bilinmez. Kimse kendi ömrünün süresini belirleyemez. Konuşmanın bu kısmını takdiri ilahi, alınyazısı kabul edip geçelim.
Türkiye’de parlamenter sistemin kaldırıldığı, Türk tip başkanlık sisteminin getirildiği ortada duruyorken bu planın işleyiş biçimini anlamamak mümkün müdür?
İşte o madde:
Anayasa'nın 101. maddesi, şartlarını taşıyan herkese partili, Devletin başı ve yürütme organı olan Cumhurbaşkanlığına en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilme hakkı, halka ise yürütme organı olan Cumhurbaşkanını doğrudan seçme hakkı vermektedir.
Ancak; Anayasanın 101 maddesinde değişikliğe gidilirse, Cumhurbaşkanlığına en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilme hakkı, yerine üç defa yâda daha fazla veya süresiz seçilme hakkı denilirse, Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin bu planları işleyecektir.
Bence istedikleri de bu?
Kısaca hatırlatayım…
Devlet Bahçeli’nin Terörist Başına yaptığı çağrının, Ardından TUSAŞ’ a yapılan saldırı ve PKK'nın üstlendiği bu durum. Yine ardından DEM’ li bazı belediyelere kayyum atanması. Bütün bunların anlamı ve sonuçları ne? Bunu anlamaya çalışıyoruz halen?
Ana muhalefet CHP’nin birinci parti olma özelliğini korusa da, ülke gündemine dair konulara tam olarak odaklanmadığı açık ve net. Halkın yaşadığı sorunlardan çok uzaktalar…
Ülke yangın yeri…
Halkın ne düşündüğü kimsenin umurunda değil?
Bir tarafta alım gücü düşen, fakirleşen halk gerçekten perişan olmuş, vatandaşın mutfağı yanmış bu kimin umurunda…
Herkes kendi koltuğunu koruma telaşında…
Cumhur İttifakı ortakları içinde öyle…
CHP üst yönetimi içinde öyle…
Halk seçim sandığının geleceği günü şimdiden beklemeye başladı. Bu arada, Tabii iddialar ışığında, kamuoyu yoklamalarından gelen yansımlar doğrultusunda AK Parti ve MHP, İkisi de biliyor ki seçmen destekleri azalıyor.
İkisi de biliyor ki yoksullaşan ve perişan olan halk ilk seçimde onları evlerine göndermeye hazırlanıyor…
İkisi de biliyor ki seçmen siyaseten emekli edecek… İktidarı bırakmamak ve kalmak için her yolu deneyecekler… Daha önce olanlar gibi!..
Benden yazması…