Efendim, Hazine ve Maliye Bakanı yine değişecekmiş.
Mehmet Şimşek ikna edilmeye çalışılıyormuş.
Süleyman Soylu gidiciymiş, oyalamacası yaşıyoruz son günlerde.
Ekonomiden başlayalım.
Adam Smith’i mezardan kaldırıp Kapitalist bir ekonomik sistem bina edeceğinizi de söyleseniz, Marksist ekonomik politikalar oluşturmak için Karl Marx’ı yeniden uyandırıp bakan yapsanız da olmaz kardeşim.
Zira, sizin bakan yaptıklarınız ekonominin reel gerçeğini uygulamak yerine, “Faiz neden, enflasyon sonuçtur” saçmalığını uygulamakla yükümlü ve sorumlu.
Hiçbir ekonomik sistemde yeri olmayan bu anlayışa hizmet etmekten sorumlu kıldığınız hiçbir bakanın da ömrü 1 yıldan fazla uzun olamaz.
Osmanlı’da bir Beddua vardır, bilir misiniz?
Çetin Altan’ın ‘Kullar ve Sultanlar’ Kitabında yer bulan bilgilere göre 5 yılda 3 vezirin kellesini alınca Yavuz Sultan Selim, halk arasında birine beddua edilirken, “Yavuz’a Vezir olasın” denirdi.
Son 5 yılda, özellikle tek adam rejimi inşa edileli beri, görevden alınan bakan ve bürokratların çokluğuna bakılınca artık AKP saflarında, “Tayyibe bakan olasın, Tayyibe bürokrat olasın” bedduası yayılmaya başlamış.
Neyse ki günümüz bakan ve bürokratlarının kellesi alınmıyor, sadece görevden affediliyor, azlediliyorlar.
Sonuçta Necmettin Batırel gibi “Şak diye süreceksin 10 Milyar Doları” diyen yazı tura hocalar kaldı ekonomi dünyasında ve iktidarın çevresinde.
Şu anda kumandayı elinde tuttuğunu sandığımız Bakan Nebati de bu adamlardan sadece biri.
Şöyle bir ekonomik verilere göz gezdirin.
Sağlık Bakanlığı bütçesinin tamamı bile yap işlet devret hastanelerinin garanti ödemelerine yetmiyor.
Ulaştırma Bakanlığının bütçesinin tamamı bile ‘Cebimizden kuruş çıkmayacak’ denilerek yaptırılan köprülerin, otoyolların, tünellerin garanti ödemelerine yetmiyor.
SGK Battı batacak.
İşsize iş bulmakla yükümlü İşkur, ‘Hamili kartlıları’ istihdam kurumuna dönüştü.
Kamu yararına çalışma adıyla icat edilen uygulama sayesinde partililerin bebeleri sırtüstü yatma mesleğini keşfettiler ve yılın belli bir zamanı maaş alıyorlar.
Her kurum ve işyerinin 24 saat kamera ile gözetlendiği bu dönemde, sırf yandaşın bebesi için ‘Bekçilik Teşkilatı’nı kurmadılar mı?
Kamu Hastanelerinin Müdür Kadrolarında kaç imam görev yapıyor, bilseniz küçük dilinizi yutarsınız.
Bu günlerde göreceksiniz, sınavsız ya da uyduruk sınavlarla bakanlıkların kadrolarına, çok sayıda yeni isimler eklenecek.
Yani Sevgili Dostlar, ülkenin içine düşürüldüğü bu aciz ve acınası noktadan bakan ve bürokrat değiştirmekle çıkmak mümkün değil.
Sistemin revize edilmesi ve demokratik bir yapının yeniden inşa edilmesi zorunludur, kaçınılmazdır.
Bunun da en iyi farkında olanlar AKP’de siyaset yapanların kahır ekseriyetidir.
Ama bunu dillendirdiklerinde, Yavuz’un Vezirine döneceklerini bildiklerinden seslerini çıkarmamakta, ‘tamam efendim’ciliğe devam etmektedirler..
Belediyelerde yaşananlar, daha doğrusu AKP’li belediyelerde yaşanan ‘Sen,ben, bizim oğlan’ hikayelerine girecek olsak içinden çıkamayız.
Bütçede açılan kara delikleri onarmaya çalışmak ise yine bu mazlum millete kalacak ve yeni vergilerle, yeni zamlarla yüzleşmeye devam edeceğiz.
Yani diyeceğim;
Nurettin Nebatiyi almak, Süleyman Soylu’yu alıp yerine başkasını getirmek, yatak sardığı için motoru kullanılmaz hale gelen güzel ülkemdeki sistemi, kaydırıcı ile 10 kilometre daha yürütmenin ötesinde işe yaramaz.
Tek çözüm, hemen halkın hakemliğidir.
Tek çözüm, sandıktır.
Tek çözüm, seçimdir.