Yediler, içtiler hesabı size, bize kitlediler.
Hala utanmadan, asgari ücretin gelişmekte olan ülkelerdeki rakamlarla eşit olduğunu söylüyorlar.
Önce TÜİK’i ele geçirdiler, gerçek enflasyona yakın ölçüm yapan yöneticileri kulağından tutup kurumdan attılar.
Yerlerine de, önlerine konulan rakamları, ülkenin gerçek enflasyonuymuş gibi gösteren isimleri görevlendirdiler.
Görevi ülkede fiyat istikrarını sağlamak olan Merkez Bankasına başkan dayandıramadılar.
Ta ki dediklerinden çıkmayan, Necmettin Batırel gibi, ‘Süreceksin 10 milyar doları şak diye’ görüşlü adamlar ortaya çıkarılana kadar.
Ardından, Türk Lirasındaki erimeyi durdurmak için akıl almayacak bir yönteme başvurdular.
Milyarlarca dolar yakmaya, yani piyasaya sürmeye başladılar.
‘Dolar 3 lira olsun yüzüme tükürün’ diye TV ekranından höyküren adamlar, dolar 40 lira kıyısına demir attı ama hala görevde.
Bankalarımızı, limanlarımızı, tarım alanlarımızı, evlerimizi, yaylalarımızı, kıyılarımızı, araç muayene istasyonlarını, sağlığımızı, kısacası geleceğimizi ‘babalar gibi sattılar', kalanları da satmaya devam ediyorlar.
“IMF bizden ödünç para istedi, verin dedim” diye kürsüden bu Aziz Millete yalan söylediler, kendilerini alkışlattılar.
Merkez Bankası’nın kasasında dolar azaldığı günlerde bir yobaz, bir hain çıktı ve tepedekilere akıl verdi, “Altın stoklarını kullanın, niye sizden sonrakilere bırakacaksınız” diye.
Daha dün, ‘Hırsız’ diye bakanlıktan uzaklaştırdıkları adamı, her fırsatta tepki gösterdikleri İngiliz Tefecilerin al-i menfaatlerini korumak için Hazine ve Maliye’nin başına getirdiler.
Merkez Bankasının başına da, ABD’de banka batırmaktan hakkında dava bulunan bir isim buldular.
O bile dayanamadı, kurulan para pazarına, kirli sisteme ve istifa etti.
Acı olan nedir biliyor musunuz, “Mehmet Şimşek topluma kurtarıcı olarak tanıtılırken alkışlayan zümrenin kahır ekseriyeti emeklilerdi, Anadolu kırsalında A Haber dışında TV seyretmeyenlerdi, çiftçilerdi, köylülerdi.
2002 yılında enkaz edebiyatı ile göreve geldiğinde bu iktidar, 130 Milyar Dolar dış borcumuz vardı. 21 yıl sonra 500 milyar dolara ulaştı.
Benzinin litresi 1 lira 48 kuruştu, 21 yıl sonra 45 lirayı buldu.
1 Amerikan Dolarının değeri 1 lira 50 kuruştu, 33 lirayı geçti.
Ekonomik büyüklükte Dünyanın 17. Ülkesi idik, 22. Ülkesi olduk.
Şimdi bölme ve parçalama sırası, işçi, memur ve emekliye geldi.
1 Temmuzda maaşlarına yüzde 25 zam yapılan emeklilerin büyük bölümü önümüzdeki hafta bankaya gittiklerinde yine 10 bin lira alacaklar.
Neden, ‘Eeee seçim bitti, onlara yapılan yüzde 25 zam kök maaş üzerinden hesaplandı..’
Kusura bakma ama hak ettin, müstehaksın kardeşim.
Sadece sen mi, yalan rüzgarının önüne kattığı dar gelirlilerin tamamı için diyorum.
Zira;
Millet İttifakı, “Göreve gelir gelmez emekliye iki bayram ikramiyesinden kalan 15’er bin lirayı defaten ödeyeceğiz” dedi, sen ‘Hangi parayla’ ucuzluğuna kapıldın.
Olmasaydı o hangi para, memura 8 bin lira seyyanen zam yapılır mıydı?
Sadece o kadar mı?
Depremzedeye, “Bedava evini yapıp teslim edeceğiz” sözü verildi, yine ‘Hangi parayla’ diye soruverdiniz.
Gençlere mülakatla değil, liyakate göre iş sözü verdiler, inanmadın.
Çiftçiye ucuz mazot dediler, dudak büktün.
Hayvancılığa teşvik dediler, kabul etmedin.
Memura, emekliye geçinebileceği oranda maaş dediler, alay ettin.
Kadınlara, aile destekleri sigortası dediler, 4 kadınla evlenilebileceğini savunanlara verdin desteği.
Gelir adaleti dediler, olur mu öyle şey diye güldün.
Yabancıya ev ve vatandaşlık satılmayacak, yabancılar ülkelerine gönderilecek dediler, kabul etmedin, onlar misafir ucuzluğuna sığındın.
Çalınan paralar geri alınacak dediler, oyunla helal ettin çalanlara, götürdüklerini.
Hak, hukuk, adalet dediler, ‘Güldürmeyin adamı’ diye geçiştirdin.
Bilimsel ve Çağdaş Eğitim dediler, Medreseyi seçtin.
Şimdi de yine seyyanen zam bekliyorsun öyle mi.
Göreceksin, maaş günü Bankamatiğin önünde nasıl morardığını.
Göreceksin, onların çocukları 3-5-7-9-11 yerden maaş alırken, senin çocuğun atanamayan öğretmen, kaldırım mühendisi ve işsiz üniversiteli olarak nasıl iş aramaya devam edecek.
Yani diyeceğim, sen kendin istedin, başına gelenleri.
Müstehaksın yaşadıklarına, yaşayacaklarına.