Toplumsal yaşamda bence siyasete de dilin kemiğinin işlevi hakim oldu…
Nedir o?
Dilin kemiği yok…
Dilin dünyanın en güçlü silahı olduğu hepimiz biliyoruz, buda yadırganmaz bir gerçek. Beden dili kullanılarak karşısındakini etkileme sanatına dönüşebiliyor, olur olmaz yalanlarla kitleler kandırılabilir. Toplumun beyinleri yıllar boyu gerçek ötesi propagandayla yıkanmışsa gerçek aranmaz olur…
Kıvrak zekâlı yalanlar iktidara her zaman seçimleri kazandırdı…
İktidar insanlara öyle bir dünya sundu ki; insanlar kötü günlerin geride kaldığını, bittiğine, enflasyonun düştüğüne inandı.
İktidar öyle bir muhalefet tablosu çizdi ki; insanlar muhalefetin ülkeyi yönetecek kabiliyette olmadığını hatta terörle içli dışlı olduğuna ikna oldu…
Bu ülkedeki iktidarın tek adamlık gücüydü. Dilin kemiği olmadığı gerçeğiydi…
Bir gazeteci olarak Türkiye’nin içinde bulunduğu bu hali özetleyen zihin acıcı bir gerçeğini kamuoyuyla paylaşmak oldu… Özetle şunu diyorum ki:
‘Ülke insanının çoğu doğru ile yanlışı ayırt etme yetisini kaybetti.
Uzun süredir gerçeklerin farklı anlatıldığı bir ortamda yaşıyoruz.
İnsanların önemli bir bölümü bu yalanları gerçek kabil edip savunur hale geldi’
İktidar propaganda aracı olarak kullandığı bir kısım sözde medya eliyle her söylenene inanan, her söyleneni gerçek sanan, üstene üstlük savunan, karşı çıkanı dinlemeyen hatta hain ilan eden bir kitle yarattı…
Toplumun bir kısmı artık 23 yıldır İktidarını sürdüren AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dudaklarından dökülen her cümleyi doğru kabul ediyor. Attığı her adım doğru kabul edip alkışlıyor. Erdoğan, bugün dediğinin yarın tersini de yapsa durum hiç mi hiç değişmiyor… Yandaş medya kitleyi yeni duruma adapte etmek için hemen devreye giriyor…
Çok da zorlanmıyorlar… Çünkü oluşturulan ağlılarla toplum doğru ve yanlışı ayırt etme yetisini kaybetti…
Bugünlerde yaşananlara birlikte bakalım…
Türkiye’nin birinci partisi CHP’nin Belediye Başkanlarına yönelik operasyonlar devam ediyor. Önce Esenyurt Belediye Başkanı Prof.Dr. Ahmet Özer, ardından Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’a şafak baskını tamamen algı operasyonu. Sırada hangi Belediye ve Başkanı var? Önümüzdeki genel seçimlerde diyelimki bir iktidar değişimi oldu, AK Parti gitti yerine CHP geldi. CHP’nin de böyle bir iktidar baskısı ve uygulaması olursa onu da eleştirmeden asla çekinmeyiz. Bu arada Beşiktaş Belediyesinin önüne polis yığmakta işin parçası… Belediye Başkanı yanlış yapmış olabilir. Kararı verecek Türk yargısıdır, suçlu bulunursa hesabını vermeli, cezasını çekmeli. Tüyü bitmemiş yetimin hakkına hiç kimse, hangi makamda olursa olsun ona el uzatmamalı. Ancak yargıdan önce infaz ederek suçlu algısı yaratmak yeni siyasetin yeni yöntemi…
Ne yazık ki ülkemizde artık siyaset gerçekler değil algılar üzerinden yürüyor…
Şunu da buradan açık ve net olarak söylemek isterimki;Bir gazeteci olarak tüm siyasi partilere mesafeliyim.Ne mevcut hükümetin karşısındayız,nede muhalefetin yanındayız.Mesleğim gereği de bağımsız ve tarafsız olmak zorundayım.İlkeli bir gazeteci olmanın gereği de budur… 
Bu bakımdan bu tür siyasi davranışları yalana dönüştüren ve toplum üzerinde algı oluşturan kim ve kimler olursa olsun,onlara karşı benim olumsuz tutumum asla değişmeyecek.
Dilin kemiği olmadığı için burada yalanlar üretebiliyor ve bu etkili oluyor… 
Neden?
Bu olanların ülkemize bir faydası var mı?
Bence yaşananların hiçbir faydası yok, tam terine topluma zararı var…
Benden yazması…