İştahsızlığın bir hastalıktan dolayı olmaması durumunda beslenmede yapılan değişiklikler iştahın ve besin tüketiminin artmasına yardımcı olacaktır.
Çocuğun besin seçimindeki önceliklerine dikkat ederek farklı çeşitlilikte besinler verilebilir.
Yemek saatleri düzenli olmalıdır.
Çocuğun aile ile aynı masada oturması, beslenme alışkanlıkları kazanması açısından önemlidir.
Ebeveynler yemek seçiyorsa, çocuğun olumlu alışkanlıklar kazanması zorlaşabilir.
Yemek porsiyon ölçüleri ebeveynlerin kendi isteğine göre değil, çocuğun gereksinimine göre ayarlanmalıdır.
Öğünlerin içeriği zenginleştirilebilinir.
Öğün aralarında yüksek enerjili yiyecek ve içecekler verilmemelidir.
Süt, meyve suyu gibi içecekler ara öğünlerde fazla tüketiliyorsa, kısıtlanmalıdır.
Yemek sırasında sıvı tüketilmemeli.
Çorbayla yemeğe başlamak veya yemek sırasında ayran, cacık ve suyun tüketilmesi doygunluk hissinin çabuk oluşmasına neden olup, iştahın azalmasına sebep olur.
Yiyecekler çocuğun kolay yiyebileceği şekilde hazırlanmalıdır.
Çocuğa neyi ne kadar yiyeceği konusunda şans tanınmalı.
Çocuklar şeker ihtiyacını sağlıksız atıştırmalıklar yerine farklı meyve alternatiflerinden karşılamalıdır.
Sevmediği besinlerin yenilmesi için ısrar edilmemelidir.
Sabırlı olunmalı ve sofrada tartışılmamalı.
Yemeği reddetme durumunda çocuğu yemek konusunda zorlamak, durumu kötüleştirebilir.
Reddedilen besin farklı bir zamanda tekrar denenebilir.
Çocuğun sürekli beslenmesi açlık-tokluk hissinin algılanmasını zorlaştırır.
Bundan dolayı 3-4 saat aralıklarla beslenilmelidir.
Çocuğun yemeklerden önce aktivite yapması veya oyun oynaması iştahını arttırabilir ve daha istekli bir şekilde yemek yiyebilir.