Hatırlayın: İdlib’de askerlerimizin şehit edilmesinin ardından iktidarın ilk tepkilerinden birisi, Avrupa’ya kaçak geçişlerin önünü açmak oldu. Mesaj da belliydi: “Batı bize bu konuda destek vermezse, aynı sorunu kapısında bulur.” O günden beri İçişleri Bakanlığı neredeyse saat saat, kaç mültecinin Türkiye’den Avrupa’ya geçtiğinin bilgisini paylaşıyor. Son sayı yüz yirmi binin üzerindeydi.  
Diyelim ki böyle. Bu yöntem sorunu çözer mi? Yine verilerle konuşalım. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü yıllara göre Türkiye’ye giriş yapan düzensiz göçmenlerin (özellikle doğu sınırımızdan giren Afganistan, Pakistan göçmenleri) ve geçici koruma statüsündeki Suriyelilerin sayısını yayımlıyor. Epey de düzenli; bunun için teşekkür edelim. Biz Batı sınırını açıyoruz da, Doğu sınırındaki durum ne olacak dedirten cinsten veriler. 2015’te 146 bin 485 göçmen kaçak yollarla giriş yapmış. Bu sayı 2018’de ise 268 bine yükselmiş. Tahmin edin, 2019’daki durum nasıl? Ben söyleyeyim: 454 bin 662’ye yükselmiş. Bu elbette yakalanıp kayıt altına alınanların sayısı. 4 yıl öncesine göre üç kat; geçen yıla göre neredeyse yüzde 70 artış. 2023-24’te son 15 yılın rekoru. İllegal sınır geçişleri, “sınır güvenliği” konusunun en fazla vurgulandığı dönemde katlanarak artmış. Özetle, iktidar Yunanistan’a geçişleri açsa da çoğu kişi gitmiyor, gidenlerin çoğu da sınırdan çevriliyor. Batı’dan gidebilenlerden fazla sayıda insansa Doğu’dan gelmeyi sürdürüyor.  
Ülkenin dört bir yanına dağılan mülteciler, yaşadıkları bölgelerde sorun olmaya devam ediyorlar. Bir örneği önceki gün Kayseri’de yaşandı. Siyasi arenayı hareketlendiren bu olumsuz olayı binlerce Kayserili vatandaş protesto etti. Olayların büyümemesini, vatandaşlara sağduyu çağrısı yapan Vali Gökmen Çiçek önledi. Sığınmacıların artık ülkelerine gitmesi gerektiğini yüksek sesle dile getiren öfkeli vatandaşların yatıştırılmasında MHP Milletvekili Baki Ersoy ve CHP Milletvekili Aşkın Genç de büyük rol oynadı.  
Yaşanan olayın ardından Vali Gökmen Çiçek, geniş çaplı “Olağanüstü Asayiş Toplantısı” düzenledi. Şehrin huzur ve güvenliğinin konuşulduğu toplantıya katılan katılımcıların ‘sağduyu’ konusunda hemfikir oldukları kamuoyuna yansıdı.  


Ancak şunu buradan ifade etmek isterim ki: Mülteci ve sığınmacı sorunu böyle çözülmez. Çözüm yolu bellidir. Hükümetin bu konudaki tavrı önemli. Özellikle sığınmacıların misafirlikleri sonlandırılmalı ve bu süreçte Suriye hükümeti ile görüşülmelidir. Bu insanlar memleketlerine gönderilmelidir. Aksi halde memleketlerimiz huzursuz olmaya devam edecektir.  
Benden söylemesi...