Sabah açtım televizyonu; İlker Karagöz… Erken kalkarım, yedide ayaktayımdır. Akıllı telefonu aç, internet sitelerini incele, saat sekizi vurunca TV’yi açarım; tabii ki NOW TV’yi…
İlker’i izlemek, ülkeden ve dünyadan bir şeyler öğrenmek demek…
Ekranda Ali Koç, Fenerbahçe’nin başkanı var… Sarı Kanarya’nın marşı çalıyor… 
Kulağa hoş geliyor…
Spor yorumcularının alanı, ben girmemeyeyim…
İlker Karagöz diyor ki; “Siyasette seçimde gördüğümüzü, şimdi spor sahnesinde acaba niçin görüyoruz?” Ali Koç diyor ki; “Hiç gaza gelmeyelim.” Koç, NOW TV ekranlarından çalar saatte kongre üyelerine “gaza gelmeyin” diyor.
Size sporla ilgili çok şey olmasa da biraz anlatabilirim…
Size spor kulüplerinin bağımsız olması gerektiğini anlatabilirim…
Size başarılı bir Ali Koç’un Fenerbahçe’ye çok şey kattığını anlatabilirim…
Aziz Yıldırım’ın yıllar sonra neden Fenerbahçe’ye başkan olmak istediğini anlatabilirim…
Ama anlatmayacağım.
Ancak size sportif faaliyetlerin dünyadaki ana işlevinin barışa, kardeşliğe ve dostluğa hizmet etmesi gerektiğini söyleyebilirim.
Önümüzdeki günlerde yapılacak olan kongre Fenerbahçe camiasına ve taraftarına hayırlı olsun.
Ali Koç başkan tekrar hayırlı olsun.
Gelin size başka şeyler de anlatayım…
Biraz siyaset…
Biraz ekonomi…
Ve ahlak!
İletişim kurduğumuz halkın büyük çoğunluğu ve konuşabilenler diyorlar ki “Bu ülkenin hali ne olacak?” Cumhur İttifakı özellikle yüksek enflasyon karşısında iflas bayrağını çeken oldu, hükümet fiilen bitti. Bu tür iddialar vatandaşın dilinde fırıl fırıl konuşuluyor…
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eskiden yaptığı icraatlar ve konuşmalar…
Geride kalmış gözüküyor…
Fukaralaşan halkın iktidara “Biz de bittik” göndermeleri…
Fakir, fukara, aç susuz…
Düşünüyorum da bizim gördüklerimizi iktidar sahipleri görmüyorlar mı? Güce ve şatafata teslim olan siyasetçiler, inim inim inleyen halkın, pazardan alışveriş yapamayan vatandaşın perişan ve mahcup halini ekranlardan izleyince utanıyorlar mıdır?
Mesela şimdiki TBMM Başkanı olan Numan Kurtulmuş... Kendisiyle HAS Parti’nin Genel Başkanı’yken bir kere Antalya’da, partisinin medya kuruluşlarıyla ilgili toplantısında buluşmuştuk…
‘Harun gibi geldiler Karun oldular’ demişti. O vakitler HAS Parti’yi kurmuş ve Genel Başkanı olmuştu. Kısa bir süre sonra partisinin kapısına kilit vurarak eleştiri bombardımanına tuttuğu AK Parti’ye ilhak oldu…
Güce ve makamlara kavuştu. Altına lüks araba çektiler, Meclis Başkanı bile yaptılar…
Neyse fazla uzatmayayım:
Çok siyasetçi için çok söylenecek şey var ki, hangi birini söyleyeyim…
Kimler güç ve para sahibi olurken, kimler fakir ve fukara oldu. Yoksulluk pençesinde paramparça oldular…
Bütün bu olanları, yaşanan olumsuzlukları, ülke insanının çoğunun perişan olmasını ekranları başında izliyorlar mıdır?
İzleyince yüzleri kızarıyor mudur?
Hep merak etmişimdir.
Ve ahlak!
Ülkede çok acayip bir ahlak yaşanıyor. Toplumun büyük bir kesiminin yaşadığı ve yaşamaya çalıştığı; bu ahlak anlayışı ve yaşadıkları ve sokağa taşan bu ahlak yozlaşmasının hiçbir ucu Türk kültürüne, örf ve âdetine ve geleneğine bağlı değildir. Gittikçe ortaya çıkan olumsuzluklara baktığımızda bu davranışların uzaktan yakından kültürümüzle hiç mi, hiç alakası yoktur, şaşkınız?
Bu sebeple ülkenin geleceği konusunda endişelerim var…
Bu sebeple 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçları önemli. Tam da bu sebeple 2028 genel seçimleri önemli…
Bu yapıyı tersine döndürecek birileri olmalı.
Ülke, Cumhuriyetimizin temel ilke ayarlarına döndürülmeli.
Siyasette hedef de bu yönde olmalı.
Çünkü bu durum ekonomi kadar önemli.
Ülkemizin geleceği, gençlerimizin ahlaklı yetişmesi çok önemli…
Benden yazması…