KÜLTÜR

“İSTİKLAL ŞAİRİMİZİ RAHMET, MİNNET VE HÜRMETLE YÂD EDİYORUM”

20-27 Aralık tarihinde gerçekleşen ‘Mehmet Akif Ersoy’u Anma Haftası’nda düşüncelerini paylaşan Başkan Büyükkılıç, Türkiye’nin istiklal mücadelesinde gerek bilfiil, gerekse şiir ve düşünce yazıları ile gayret gösteren Ersoy’u yaptığı fedakârlıklarla da andıklarını dile getirerek, “Mehmet Akif Ersoy’u Anma Haftası’nda bize bıraktığı vatan, vatan sevdası ile başta İstiklal Marşı olmak üzere pek çok edebi miras vesilesi ile esasen bir gün değil her gün aklımızdan çıkarmadığımız İstiklal Şairi’mizi, istiklal mücadelemizde gösterdiği fedakârane gayret ve yazdığı eserler dolayısıyla bir kez daha anıyoruz. Ersoy ve tüm ecdadımızın Allah makamlarını, mekanlarını âli eylesin” ifadelerini kullandı.

Mesajında, İstiklal Marşı’nın müellifi olan Mehmet Akif Ersoy’un bu önemli emanetini, “Milli birliğin, beraberliğin, bağımsızlığın sembolüdür” diyerek niteleyen Büyükkılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Korkma diye başlayan, zorlu ve şanlı mücadelemizi anlatan, umudu aşılayan ve kararlılığı ortaya koyan İstiklal Marşımız, milli birliğin, beraberliğin, bağımsızlığın sembolüdür. Ay yıldız Türk bayrağımızın göklerde dalgalandığı gibi İstiklal Marşı’mız da aynı eda ile gönlümüzde terennüm etmektedir. İstiklalimizi ve istikbalimizi borçlu olduğumuz ecdadımıza ve geleceğimizi emanet edeceğimiz evladımıza karşı kısmen bir arzı hal olan marşımızı hep bir ağızdan söylüyor, tek yürek idrak ediyoruz ve buradan tüm dünyaya duyuruyoruz; Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak, o benim milletimin yıldızıdır parlayacak, o benimdir o benim, milletimindir ancak” dedi.

Başkan Büyükkılıç, mesajının sonunda örnek bir şahsiyet olan Mehmet Akif Ersoy gibi ecdadımıza layık millet, devletine sadık bir vatandaş temennisiyle Ersoy’un şu dizelerine yer verdi:

“Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.

Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;

Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,

Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.

Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,

Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,

Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar

Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsa,

Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;

Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,

Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!”