Milli Eğitim Bakanlığı eliyle Avrupa Birliği projesi adı altında kaçak ve sığınmacılar için kendi dillerinde eğitim alanı oluşturulduğunu iddia eden İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Kazım Yücel, Dünya devletleri aslında haritaları yüzyıllar için yaparlar. Bakın Yahudilerin bir vatanı yoktu. Yıl 1880’de Yahudiler Filistin'den küçük küçük parçalar almaya başladılar. Ama 1948 yılında Yahudiler Filistin'in Batının ve Amerika'nın isteği üzerine bir devlet kurdular. Bugün gelinen noktada yetmiş yıl sonra ortadaki karışıklığı sizler de izliyorsunuz. Filistin'e yapılan eziyeti, zulmü hep birlikte görüyoruz. Onun için büyük dünya devletleri 5-10 yıllık projeler değil, yüz yıllık, iki yüz yıl projeler peşinde. Bugün Suriye'deki iç savaş karışıklığından kaçan ve ülkemize gelen Suriyeli, Afganlı, Pakistanlı, belki de Afrikalı birçok insan son dönemde Kayseri'de yaşanılan olaylarda hem şehrimizi huzursuz etti hem emniyet güçlerimizi hem valimizi hem de ülkemizi. Bu anlamda bazen Sayın Bakanların açıklamalarını ben esefle izliyorum. Bir dönem Sayın Bakan demişti ki eğer Suriyeliler olmasa şehirde sanayiler kapanır. Bugün de bir bakanımız çıkıyor diyor ki eğer diyor Afganlar olmasa çoban bulamayacağız. Ne on yıl, yirmi yıl önce çobansızdık ne de bugün Sayın Bakanım 8 milyon gencin varken siz Suriyeliler olmasa sanayi kapanır deme hakkına sahip değilsiniz. Bugün çok net görüyoruz. Suriye'nin kuzeyinde Irak'ın kuzeyinde bir teröristan kurulmasını isteyen Amerika var. Buna şiddetle karşı çıkan hem ülkem hem de Rusya ve İran var. Böylesine bir oluşuma asla izin verilmemeli. Gelecek yüzyıllar gençlerim için hem tarım sektörü hem iş sektörü ne kadar önemliyse vatanımız ondan çok ama çok daha önemli. Buna izin vermeyeceğiz. Böyle bir olay Türkiye'de gerçekleşmeyecek. Ama bununla ilgili iç karışıklara neden olabilecek konular içinde bir seçim atmosferinde çıktık bahsetmiştik. Ama bu olaylar çıktığında sahaya çıkıp bir dedik demedik söylüyoruz demedik. Ama bu gerçeğe Antep, Urfa, Hatay, Kayseri fazlasıyla nüfus oranına göre yaşadığını siz de görüyorsunuz. Bugün bu olayları teşekkür ediyorum Il valimiz, emniyet müdürümüz, elinden gelen bütün çabayı gösterdi. Ama bundan sonraki yıllarda Sayın Valim, Sayın Emniyet Müdürüm, belki de sizler müdahil olup engelleyemeyeceğiniz bir nüfusun büyümesi var bu şehrimizde. Biz belediyelerde görev yaparken Avrupa Birliği'nden gönderilen hibeler vardı. Diyordu ki KASKİ'nin altyapısında Avrupa Birliği'yse karşılıksız para gönderiyor. Sebep? Sığınmacılarla ilgili konularda göz ardı edin diye. Veya Beyazşehir bölgesinde bir imar planında sığınmacılarla ilgili okul planı yapın diyordu. Ve biz o dönem yalvarıyorduk Belediye Başkanımıza. Kabul etmeyin Sayın Başkanım. Bunlar sığınmacı kaçak gidecekler. Bunlara okul yapıyorsunuz. Kalacaklar mı burada? Bu hibeyi almayın dediğimiz günlerde hatırlıyorum. Ama maalesef bunların hiçbirine dikkat edilmedi. Ve bugün bu kişiler kalkıyor bazen bize akıl veriyorlar. Ama sizler hazırladınız. Bugünü sizler göremediniz. Biz bahsettik ve bahsediyoruz. Bakın Erkilet bölgesinin Milli Eğitim Bakanlığı eliyle yine bir Avrupa Birliği projesi adı altında kaçak ve sığınmacılar için kendi dillerinde eğitim alanı oluşturuluyor. Bunu da ifşa ettik. Bunu da bahsettik, söyledik. Kısaca şehrimdeki sığınmacılar sayın valimin veya emniyet müdürümüz ve halkımızın siyasilerimizin gördüğü gibi olabildiğince fazla bir nüfusa ulaştı. Bunlar tartışma mekanları, sahalar, sokaklar asla değil” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'NDE BUNLAR KONUŞULMALI’
Göçmenlerle ilgili konuların Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuşulması gerektiğini söyleyen Yücel, “Bakın, Samsun Milletvekilimiz Sayın Erhan Usta Bey, bir hafta içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Dünya Bankası'nın bir raporunu açıkladı. Raporun 34’üncü sayfasında; Türkiye'de hala sığınmacı ve kaçaklarla ilgili kadrolu kadrosuz iş imkanları oluşturulmadı. Oluşturulmuyor. Ve tarım sektörüne bunlar sokulmuyor diyor. Ne demek istiyor Dünya Bankası. Bunları yaparsanız size kredi vereceğiz, bunları yaparsanız biz size destek olacağız diyor. Yani sığınmacı ve kaçaklar ülkenizde kalsın demek istiyor. Biz acilen İYİ Parti Genel Başkanımız Sayın Musavat Dervişoğlu Bey ve milletvekillerimizin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde önerdik Suriyelilerin sığınmacıların güvenli bir şekilde ülkelerine gitmesi için ne gerekiyor ise bunun tartışma yerinin ora olduğunu ve hayata geçirilmesi gerektiğini biz İYİ Parti'nin önerilerinin dikkate alınmasını bu vesileyle Suriye'ye başka ülkeye gönderilecek vatandaşlarımızın da gönül rahatlığıyla, huzur içerisinde ülkelerine gitmesinin önünün açılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bunların konuşulmasını, tartışılmasını hayata geçirilmesini istiyoruz. Bunca gencimiz işsizken, bunca vatandaşımız iş ortamı bulamazken biz başka ülkeden gelen insanlar sanki Sayın Bakan'ın söylediği gibi sanayimiz kapanacak veya hayvancılığımız bitecek. Bu tür laflarla Türkiye'yi sığınmacı doldurdunuz. Ve bu sığınmacıların gitme ve gönderilme yeri de Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir” şeklinde konuştu.
