Cumhuriyet Meydanı’nda "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü" etkinliği kapsamında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasında konuşan SES Kayseri Şube Başkanı Eyza Türker, kadınların tarihin her döneminde dünyanın her yerinde farklı zorluk yaşadıklarını ifade etti. Başkan Türker, “Hem Türkiye'de hem dünyada hükümetlere başkanlık eden otoriter liderler, cinsiyetçi ideolojileriyle kadının bedenine, kimliğine ve emeğine dönük saldırılarını sürdürüyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, şiddet, yoksulluk ve ayrımcılık, kadınların yaşamım her alanındaki varlığını tehdit etmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafla Tahran Üniversitesinde Ahou Daryaei, İran'daki kadın düşmanı rejimin bedenine dönük saldırısını kıyafetlerini çıkararak "Tüm çıplaklığı ile" protesto etti. Hindistan'da bir stajyer kadın doktorun. Çalıştığı devlet hastanesinde tecavüze uğrayıp öldürülmesi sonrası ülke genelinde kadınlar "Geceyi geri alıyoruz" diyerek cinsiyet eşitsizliğine ve devletin almadığı önlemlere karşı seslerini yükseltti. Yine ülkemizde yıllardır devam eden mücadelemiz geçtiğimiz aylarda önce Narin'e, Sıla bebeğe yaşatılanlarla ve Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner'in yarımşar saat arayla vahşice katledilmeleriyle öfkemizi ve mücadele direncimizi arttırdı. Türkiye'nin dört bir yanından örgütlü ve güçlü bir kadın sesi yükseldi "Kadın cinayetleri münferit değil politiktir". Çünkü biliyoruz ki; kadına yaşama hakkı tanımayanlar, insan haklarından söz edemez. İktidarların kadın bedeni üzerinden yürüttükleri "kadın kazanımlarına dönük" saldırılar arttıkça kadınların mücadeleleri de radikalleşecektir. İstanbul Sözleşmesi'nin fesh edilmesi, 6284 sayılı kanunun etkin kullanılmaması, kadınların güvenli ve güvenceli yaşamasına engel oluşturmaktadır. Şiddeti önleme sorumluluğunu üzerine almayanlar karşısında biz kadınlar, "kadının yaşam ve özgürlük mücadelesini" büyüterek devam ettireceğiz. Kararlıyız” şeklinde konuştu.
‘KADIN VE ÇOCUK CİNAYETLERİ ARTIYOR’
Başkan Eyza Türker konuşmasının devamında, “Türkiye'de sadece 2024 Ocak ayından bu yana 327 kadın, 39 çocuk öldürüldü. 240 kadının ölümüyse "şüpheli" olarak kaydedildi. Faillerin tamamı erkekti. 2023'e kıyasla 2024'te çocuk istismarı, kadın ve çocuk cinayetleri arttı ve daha fazla kadın "erkek şiddetine" maruz kaldı. Türkiye, OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke olarak kaldı. Geçtiğimiz yılın 25 Kasım'ından bu yana mevent iktidar; kadına aile dışında varolma imkânı tanımayan söylemlerinin yanı sıra, kadın ve çocuk cinayetlerini, şiddet ve istismarı münferit olaylar ve bireylerin sapkınlıkları olarak değerlendirmeyi sürdürdü. Bu cinayetler bireysel olaylar olarak algılanamaz. Haklarımız ve Yaşamak İçin Birleşiyoruz. Taleplerimizde ısrarcı, mücadelede kararlıyız. Haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşelim. Gücümüze güç katalım. Yaşasın kadın dayanışması” dedi