Kayseri’de Türk Okçuluğu ve Atlı Okçuluk Antrenörlüğü yapan Mehmet Akpınar, genç nesillere Türk kültürüne ait geleneksel spor branşlarını aktarmak için talimgah eğitimi veriyor. Atlı okçuluk hakkında bilgiler veren Antrenör Akpınar: “Atlı okçuluk, binlerce yıldır Türk kültüründe var olan bir yaşam şeklidir” dedi.
Kayseri’de Türk Okçuluğu ve Atlı Okçuluk Antrenörlüğü yapan Mehmet Akpınar, genç nesillere Türk kültürüne ait geleneksel spor branşlarını aktarmak için talimgah eğitimi veriyor. Geleneksel sporları yaşatmaya çalıştığını vurgulayarak eğitimler yaptığını söyleyen Antrenör Akpınar; “Yıllardan beri geleneksel sporlarımızı ayakta tutmaya çaba gösteriyoruz. Türk Okçuluğu; yerde atılan, belli mesafelerde farklı yaş kategorilerinde açık havada çocuklarda 25 metre, yetişkinlerde 70 metreye kadar atışların icra edildiği bir spor branşı. Atlı Okçulukta da; sporcunun at üzerinde dört nala koşarken farklı yönlerdeki hedeflere ok atışı yapılan bir spor branşı. Her iki spor branşı da binlerce yıldır Türk kültüründe var olan bir yaşam şeklidir. Günümüzde, modern dünyada da bunu spor olarak kabul ediyoruz. Buradaki sporcularla hem at hem ok hem de dua içerisinde güzel bir alan yapmaya çalışıyoruz. Onları bu kültüre bu hayvanlarla birlikte tanıtmaya gayret gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.
‘DÜNYA ÇAPINDA DERECELERİMİZ VAR’
Dünya çapında sporcu yetiştirdiklerini söyleyen Antrenör Akpınar; “Diğer spor branşları gibi bizler de milli sporculuk kategorisine çıkıyoruz. Hem atlı okçulukta hem Türk okçuluğunda dünya çapında derecelerimiz var, uzun mesafe atışlarında derecelerimiz var. İlimizde sporcularımız ciddi başarılar elde ediyor. Sporcularımızın da özverili çalışmalarıyla Türkiye’nin en iyi ilk 50 sporcusu arasına sporcularımızı yerleştirdik. Sporcularımız için de bir kariyer hedefliyoruz, milli takım için yetiştirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
‘SAVAŞÇI KIYAFETİNİ MÜSABAKADA GİYİYORUZ’
Atlı okçuluğun kurallarından söz eden Antrenör Akpınar; “Üzerimdeki kıyafet bir savaşçı kıyafeti, deri zırhımız var. Bunları müsabakalarda giymek zorundayız. Diğer spor dallarında sporcuların nasıl kendi kıyafeti varsa, bizler de çarığımızı, kaftanımızı, zırhımızı, börkümüzü, tirkeşimizi, kemerimizi ve yayımızı mevcut bulundurmak zorundayız. Federasyonların bir kuralı var. Tarihi vesikalara uygun olarak bu kıyafetleri elde etmemiz gerekiyor. Siyah, doğal organik boya olmadığı gerekçesiyle ve Türk kültüründe kullanılmayan renklerden biri olduğu için yasak. Atalarımız, doğal hayatta doğal bitkiler üzerinden kumaşlarını boyadığı için, doğada siyahı bulmak pek mümkün değil ve bizler bu yüzden siyah kullanmıyoruz. Kaftanımız direkt tarihi vesika, müze örneğinden kopyalatarak yaptırdık. Bunları her müsabakada giymek zorundayız ve giymekten de gurur duyuyoruz” şeklinde konuştu.
Türk Okçuluğu ve Atlı Okçulukta en büyük amacın Türk kültürüne sahip çıkmak olduğunu belirten Antrenör Akpınar şöyle konuştu: “Bizim bu sporu yapmaktaki en büyük amacımız; Geleneksel Türk Okçuluğu ve Atlı Okçuluk branşına yani kendi kültürümüze sahip çıkmak. Bu kültürü de bir sonraki kuşaklara aktarmak.”