‘Altın günü’ mantığıyla oluşturulan faizsiz ev, arama alma şirketleri, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından nasıl çalışacaklarına yönelik düzenleme yapılmıştı. Denetimlerle gerekli şartları taşımayan 29 şirket hakkında tasfiye kararı verilmişti.
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, faaliyetine devam eden evim şirketlerinin tüketicileri hala mağdur ettiğini savundu. Basın açıklaması yapan Şahin, “Önceden bayanlar aralarında gün yaparlardı. Haftalık ya da aylık olarak anlaşılan miktar üzerinden birbirlerine onu takdim ederlerdi. Sonra bu arkamızda gördüğünüz evim şirketleri girdi. Ve dediler ki bu organizasyonu sizin adınıza biz yaparız. Siz zahmet etmeyin. Yalnızca organizasyon bedeli alırız dediler ve hayatımıza girdiler. Şu anda yüzbinlerce insan bu sisteme üye ve buralara para ödüyorlar. Bu sistemin ayakta kalmasını sağlıyorlar. Kanun çıkmadan önce evim şirketleri tüketiciye şirin gözükmeye çalışıyorlardı. Güven kazanmaya çalışıyorlardı. Müşterilerin daimi olması için itibar kazanmaya çalışıyorlardı. Fakat yakın zamanda çıkan kanunla bu şirketler adeta bankalaştı. Onlara müthiş bir güç verdi. Bu gücü alan evim şirketleri şu anda hiç kimseyi umursamıyor. Hiç kimseye güven telkin etmek istemiyor. Ve mağduriyetler yaşanıyor” ifadelerini kullandı.
“TÜKETİCİNİN PARASINI ALIP YILLARCA KULLANIYORLAR”
Tüketicilerin parasının alınıp, işlenip kar elde ettiklerini ve yıllar sonra TL bazında ödediklerini iddia eden Şahin “Sistem o kadar güzel kurulmuş ki. ‘50 bin’ liraya kadar organizasyon bedeli alınıyor. Sonra yıllarca insanlardan para alınıyor. Paralar toplanıyor kampanyalar yapılarak. Sonra o paralar TL üzerinden insanlara geri veriliyor. Şimdi burada bir iddia var. Kampanya üzerine çekiliş yapıldığına dair. Çekilişte de kim çıkarsa o kişi bedeli alıyor şeklinde. 60 kişilik, 90 kişilik, 100 kişilik kampanyalar var. Diyelim ki ben 60 kişilik bir kampanyaya dahil oldum. Geri kalan 59 kişiyi açıklamıyorlar. Kişisel verilerin korunması kanunu kapsamında. Ama ben diyorum ki 59 kişi yok. Böyle bir şey yok. Buraları kim denetliyor. Hiç soruldu mu acaba bu 59 kişi kim diye. Ya da 100 binlerce insanın katıldığı bir çekiliş yapılıyor ya hiç mi bu insanlardan birine 1’inci ay çıkmaz. Hadi 1’den geçtim. 5’inci ay veya 10’uncu ay çıkmaz mı? Hep 24, 30, 35, 40. ay. Ve o çekilişleri kim denetliyor. Çekilişteki kişilerin gerçek olup olmadığına bakılıyor mu? Kanun gücünü arkasına alan şirketler kimseyi umursamaz oldu. Tüketicinin parasını alıp yıllarca kullanıp organizasyon bedelini de alıp o parayla kar ediyorlar. Tüketicilere cayma hakkı bildirimi yapılmıyor. ‘14 gün içerisinde caymazsan o hakkını kaybettin’ şeklinde bir yalan söyleniyor. Ve hiçbir sözleşme usulüne uygun yapılmıyor. Buradan bütün tüketicilere çağrımız yapılan sözleşmeler size teslim edilmediği sürece, cayma ile ilgili bildiriler bulunmadığı sürece cayma hakkınız 14 gün değildir” cümlelerini kullandı.
İNSANLARI DA SÖZLEŞMEYE FESHETMEYE ZORLUYORLAR
Evim şirketlerinin günü gelen ödemeleri ötelediklerini iddia eden Şahin, “Diyelim ki, bütün şartlar uygun ama tüketici vazgeçti ve bir bedel kesilecekse o bedel kaldığı ay kadardır. Maalesef ki bu şirketler insanlara paralarını geri verip sözleşmeleri feshedip organizasyon bedelini alıyorlar. İnsanları da sözleşmeye feshetmeye zorluyorlar. Bütün üyeler aidatlarını, ödemelerini günün de yapıyorlar. Fakat kendilerinin ödeme günü geldiğinde ödemeyi öteliyorlar. Niye öteliyorsunuz. Tüketicinin öteleme hakkı var mı, yok. O hak verilmedi. Öteleyip parayı ödemeyerek, sözleşmeyi feshedip organizasyon parası ile kar elde etmeye çalışıyorlar. Bunu yetkililere hatırlatıyoruz. Kanunu yanlışı çıkardınız. Kanunu çıkarmadan önce bize sormadınız. Ama birtakım değişiklikler yapılacaksa mutlaka halkın içinde olan, tüketicilerin içinde olan bizlere bunu sormadan bir yönetmelik çıkartmayın. Bunun için sizden para istemiyoruz. Sadece şikayetleri iletiyoruz. Çözüm önerilerini söylüyoruz” şeklinde konuştu.