GÜNDEM

Demir: “Terörle müzakere değil, mücadele esastır”

İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve GİK Üyesi Ali Demir,"1 Ekim 2024 tarihinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin DEM heyeti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda tokalaşması; 15-22 Ekim tarihlerinde, " PKK terör örgütü lağvedilsin, silahlarını bıraksın, terörist başı gelsin, umut hakkından yararlansın, DEM Grubu’nda konuşsun" şeklinde ifade edilen sürecin bir başlangıcı olarak yorumlanmıştır" dedi.

 İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve GİK Üyesi Ali Demir,"1 Ekim 2024 tarihinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin DEM heyeti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda tokalaşması; 15-22 Ekim tarihlerinde, " PKK terör örgütü lağvedilsin, silahlarını bıraksın, terörist başı gelsin, umut hakkından yararlansın, DEM Grubu’nda konuşsun" şeklinde ifade edilen sürecin bir başlangıcı olarak yorumlanmıştır" dedi.

İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve GİK Üyesi Ali Demir,Türkiye’yi bölünme aşamasından kurtaran husus, terörle ya da teröristle müzakere değil; mücadeledir diyerek," 1 Ekim 2024 tarihinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin DEM heyeti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda tokalaşması; 15-22 Ekim tarihlerinde, " PKK terör örgütü lağvedilsin, silahlarını bıraksın, terörist başı gelsin, umut hakkından yararlansın, DEM Grubu’nda konuşsun" şeklinde ifade edilen sürecin bir başlangıcı olarak yorumlanmıştır.10 Nisan 2025 tarihi itibarıyla DEM heyetinin Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeyi müteakip, kamuoyuna duyurulan 13 maddelik bir taleple süreç belirli bir safhaya gelmiş bulunmaktadır. Bu 13 maddelik DEM heyeti talebine baktığımızda, Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalamaya yönelik fiil ve eylemleri sebebiyle ölüm cezasına çarptırılmış ve bu cezası 1999 yılında kesinleşmiş, 2022 yılında infaz kanununda yapılan değişikliklerle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilmiş olan bir terörist başının — kamuoyunda “bebek katili” olarak bilinen şahsın — özgür fiziki koşullara sahip olması, umut hakkından yararlanması, vatandaşlarımızın anlayacağı şekilde ifade etmek gerekirse infazının durdurularak dışarıya çıkartılması gibi talepler bulunmaktadır.Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu sürece ilişkin bir komisyon kurulması, yasal düzenlemeler yapılması, belediyelere yönelik kayyum atamalarına son verilmesi, tutukluların salıverilmesi gibi konular da yer almaktadır. PKK’nın silahsızlandırılmasına yönelik özel bir yasa çıkarılması önerisi de bu talepler arasındadır.Oysa Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve kanunları, Türkiye Cumhuriyeti kimliğini taşıyan herkese eşit şekilde uygulanmaktadır. DEM heyeti, bu 13 maddelik talep içinde bu tür maddelere neden yer verme gereği duymuştur? Kendileri seçme, seçilme ve siyaset yapma haklarına şu anda fazlasıyla sahip bulunmaktadırlar. Kendileri özgür, eşit yurttaş değil midirler? Anayasa'nın 66. ve 4. maddelerinde ya da diğer maddelerinde farklı bir tanımlama mı mevcuttur ki böyle bir talepte bulunuyorlar? Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde 80 civarında terörist olduğunu biliyoruz. Türkiye’de terör bitmiştir. Bu bitirmede, 2015 yılından itibaren Türkiye’yi bölünme aşamasından kurtaran husus, terörle ya da teröristle müzakere değil; mücadeledir.Vatan haini terörist başı, Suriye günlerinde, arkasında YPG’lilerin ve SDG (Suriye Demokratik Güçleri) isimli terör yapısının olduğu, PKK’nın Suriye kolundaki sözde sorumlusunun "manevi oğlu" oldu. Terörist başının yapacağı çağrı ile bu teröristlerin tasfiye edileceğine dair bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Bu ilk açıklamayı kendisi yaptı, “Arbıse değildir” dedi. 10 Mart’ta ise “Mazlum Abdi” kod isimli terörist, Suriye Geçici Yönetimi ile bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmayla sözde yönetimin bir parçası olacağı, yani entegre olacağı belirtildi. PKK örgütü liderinin çağrısı ile terör tasfiye edilmiş midir? Hâlen Suriye’nin kuzeyinde %96 oranında bir varlık gösteren bu yapı gerçekten silah bırakmış mıdır? Terörist Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef almaya devam etmeyecek midir?Terörist başı, 29 Aralık’ta 7 maddelik bir çağrıda bulundu; 27 Şubat’ta ise sözde kongresinde “Kendinizi tasfiye edin, silahları teslim edin” dedi. Ancak bu madde hâlâ duruyor. Hiçbir terörist çıkıp örgütün faaliyetleri, yapısı ya da işlenen suçlara dair bilgi vermemiştir. Silahlar bırakılmamıştır" sözlerini kullandı.

Öte yandan , terör örgütünün bu süreci suistimal edeceğini ifade eden Demir," Bingöl’deki 33 askerimizin şehit edilmesi, meskûn mahal operasyonları ve Kobani olayları, hafızalarımızda hâlâ tazeliğini korumaktadır. Bu gibi örnekler varken, terör örgütünün bu süreci tekrar suistimal etmeyeceğinin garantisi var mıdır?Terörist başının özgür fiziki koşullara sahip olması, umut hakkından yararlanması, İmralı’dan çıkarılması ve topluma salıverilmesi mi arzulanmaktadır?Şimdi kendi nihai görüşümü ifade ediyorum: Elbette ki bir ara yol, bir taksitlendirme söz konusu olabilir; ancak terör örgütü bu süreci sonuna kadar tekrar suistimal edecektir" ifadelerini kullandı.