Çalışan Gazetecilerde Çok Şey Var!
Kimileri bu mesleği hafife alıyor, daha doğrusu hafife almaya çalışıyor.
Kimleri ise bu mesleğin işleviyle ilgili tam bilgi sahibi değil.
Hangi meslek diyeceksiniz.
Tabi ki Gazetecilik:
BİR - Gazetecilik mesleğinin ihlal edilmesi Basın özgürlüğünün hiçe sayılması, habercililiğin yapılmaması.
İKİ - Gazetecinin Sahadan çekilmesi ofislere hapsedilmesi.
İkincisinden başlayalım mı?
İktidara kenetlenen köşe yazarları, iktidarın peşinden koşuşturan sözde gazeteciler, haberciler. Dışında kalanların büyük bir kısmı sahadan ofise çekildiler…
Halkın sorunlarından bir haberdarlar.
O zaman soruyorum.
Mademki iktidarın peşinden koşuyorsunuz, basın meslek ilkelerine azda olsa bağlı kalsanız ve tarafsız haber yapabilseniz? Neden halkı doğru ve gerecek haber alma hakkından mahrum ediyorsunuz?
Halkın sorunlarından bir haberdarsınız?
Neden mesleğinizi bağımsız ve tarafsız olarak yapamıyorsunuz?
Bu mesleği yapıyorsanız ‘risk’ koşullarında göze alarak davranacaksınız?
Çünkü bu mesleğin koşulları böyledir.
İktidarın, yâda muhalefetin peşinden koşmak, ona gülücükler dağıtmak basının işi değildir.
Bizim gazeteciler, bizim medya mensupları olmaz!
Bu bakış açısı iktidarda da, muhalefette de böyle olmamalı?
Ülkenin basını halkın haber alma işlevini yerine getirmekle mükelleftir. Ne var bunda? Diyenler olacaktır, çok şey var. Ne zararı var diyecek siniz. Çok zararı var burada.
Basın: halkın haber alma hakkını hür ve sansürsüz olarak yerine getirmelidir.
Sahada çalışanı da, ofiste çalışanı da basın ilkelerine uymakla ve tarafsız, bağımsız habercilik yapmakla yükümlüdür.
Ne diyeyim: 10 Ocak çalışan gazetecinin günü mü? çalışmayan gazetecinin günü mü? bunu tam olarak bilemedim.